Tesla'nın Son Yılları ve Mirası
Tesla'nın kariyeri boyunca yaşadığı finansal zorluklar, 20. yüzyılın ortalarına doğru daha da belirgin hale geldi. Özellikle Wardenclyffe Kulesi Projesi'nin başarısızlığa uğraması ve J.P. Morgan gibi büyük yatırımcıların desteğini kaybetmesi, Tesla'yı ciddi mali sıkıntılarla baş başa bıraktı. Kuleye yatırım yapacak başka bir finansör bulamayan Tesla, projesini tamamlayamamanın yanı sıra, bu süreçte varını yoğunu harcadı. 1917 yılında Wardenclyffe Kulesi, borçların ödenebilmesi için yıkıldı ve Tesla'nın en büyük rüyalarından biri yerle bir oldu.
Tesla'nın bu dönemdeki mali sıkıntıları, yalnızca Wardenclyffe Kulesi'ne yapılan yatırımlarla sınırlı değildi. Tesla, önceki projeleri ve patentlerinden kazandığı gelirleri de hızla tüketmişti. Alternatif akımın yaygınlaşmasında büyük rol oynamasına rağmen, birçok patent hakkını devretmiş ve bu buluşlardan yeterince maddi fayda sağlayamamıştı. 1920'li yılların başlarında Tesla, New York'taki çeşitli otellerde konaklıyor ve zaman zaman otel ücretlerini bile ödeyemiyordu. 1930'lu yıllara gelindiğinde ise otel sahipleri, Tesla'nın bilim dünyasındaki prestijine duydukları saygı nedeniyle ona borç vermeye başlamışlardı.
Tesla'nın son yıllarındaki yalnızlığı, sadece mali zorluklarla değil, aynı zamanda artan sağlık sorunları ve takıntılarıyla da ilgiliydi. Tesla, ömrü boyunca temizlik ve hijyen konusunda takıntılı olmuştu, ancak yaşlandıkça bu takıntılar daha da şiddetlendi. Özellikle mikroplardan korkan Tesla, sık sık ellerini yıkar ve fiziksel temastan kaçınırdı. Ayrıca, Tesla'nın güvercinlere olan ilgisi, hayatının bu döneminde daha da derinleşti. New York'taki Bryant Park'ta ve otel odasında güvercinlerle vakit geçirmek, onun için bir tür teselli kaynağı olmuştu.
Tesla'nın fiziksel sağlığı da bu dönemde ciddi şekilde bozulmaya başladı. 1937 yılında 81 yaşında bir araba kazası geçiren Tesla, bu kazadan sonra hiç tam olarak iyileşemedi. Yavaş yavaş bedensel olarak zayıflayan Tesla, buna rağmen bilimsel çalışmalarına ve yazılarına devam etti. Yaşadığı bu fiziksel rahatsızlıklara rağmen, Tesla zihinsel olarak daima üretken ve çalışkan bir insan olarak kaldı. Ne var ki, mali zorluklar ve fiziksel rahatsızlıklar onun verimliliğini ciddi şekilde etkiledi.
Tesla'nın son yılları, bilimsel buluşlarıyla tanınan bir geçmişin gölgesinde geçse de, o hiçbir zaman bilimden kopmadı. Yaşamının bu zor dönemlerinde bile yeni projeler ve teoriler üzerinde çalışmaya devam etti. Özellikle kablosuz enerji aktarımı, yerkürenin rezonans frekansları ve enerji üretimi üzerine yoğunlaştı. Fakat bu projeler, hem mali yetersizlik hem de bilim dünyasında yeterli ilgi görememesi nedeniyle pratik uygulama alanı bulamadı.
Tesla, 1930'ların sonlarına doğru bilim dünyası tarafından büyük oranda unutulmuştu. Ancak hala birkaç önemli konferansa katılıyor ve zaman zaman röportajlar veriyordu. Özellikle II. Dünya Savaşı sırasında Tesla'nın buluşları ve teorileri, askeri teknolojiler için yeniden ilgi odağı haline geldi. Tesla, bu dönemde özellikle "ölüm ışını" adı verilen bir silah sistemi üzerinde çalıştığını iddia ediyordu. Bu sistem, uzun menzilli bir enerji demetiyle düşman uçaklarını ve gemilerini yok edebilecekti. Ancak, bu buluş hiçbir zaman gerçeğe dönüşmedi ve Tesla'nın bu konudaki çalışmaları gizemini korumaya devam etti.
Tesla, son yıllarında giderek içine kapanan bir adam haline geldi. 7 Ocak 1943 tarihinde, 86 yaşında New York'taki Hotel New Yorker'da yalnız başına hayatını kaybetti. Tesla'nın ölümü, o dönemde pek fazla dikkat çekmedi, zira Tesla bilim dünyasında bir zamanlar olduğu kadar etkin değildi. Ancak onun ölümünden sonra çalışmaları yeniden değerlendirilmiş ve Tesla'nın bilime yaptığı katkılar bir kez daha büyük bir ilgi odağı olmuştur.
Tesla'nın ölümünden sonra Amerikan hükümeti, Tesla'nın otel odasında bulunan tüm kişisel eşyalarına el koydu. Bu durum, Tesla'nın son dönem çalışmalarına dair gizemi daha da derinleştirdi. Tesla'nın notları ve projeleri, özellikle ölüm ışını ve kablosuz enerji aktarımı gibi konularda tartışmalara yol açtı. Daha sonraları Tesla'nın bu çalışmaları, Amerikan hükümeti tarafından incelendi ve bir kısmı bugün hala gizemini korumaktadır.
Tesla, hayatının son dönemlerinde hak ettiği itibarı görememiş olsa da, ölümünden sonra bilim dünyasında hak ettiği yeri kazandı. Onun adını taşıyan üniversiteler, müzeler ve anıtlar, Tesla'nın bilimsel mirasının nesiller boyunca yaşatılmasını sağladı. Bugün Tesla, yalnızca bir mucit olarak değil, aynı zamanda insanlığa hizmet eden büyük bir bilim insanı olarak anılmaktadır.